26 Nisan 2015 Pazar

DENİZDEN GELEN YELKENLİ VE KAPI SÜSÜ

Kış bahçesini yaz bahçesine dönüştürürken kullandığım  objelerden drift wood kapı süsü ve minik yelkenlinin yapım aşamalarının fotoğraflarını epeydir burada paylaşmak istedim ama rutin bahar programlarım, bahar temizliği ve ailemize katılacak yeni miniğimizin hazırlıkları ile çok meşgul olduğum için biraz geciktim...
Aslında bunları yapmak çok kolay  malzemelerin hepsi denizden, sahilde yaptığım yürüyüşlerde topladığım dalgaların bana getirdiği dal parçaları ve kurumuş çeşitli deniz kabuklularından ibaret. Öncelikle istediğim büyüklükte böyle bir kalıp hazırladım.
Ardından uygun dal parçalarını ve dalların arasına da askı ipini yerleştirerek silikonla mukavvanın üzerine yapıştırdım, 
En son kabuk ve yıldızları da yapıştırınca  denizin bana getirdiği yazın sıcak havasını evin içine taşıyan cici bir kapı süsüm oldu.
Bir önceki kış bahçesine yaz dopingi isimli yazımda görünen birde minik yelkenli vardı. O yelkenlide bulduğum uygun görünen dal parçaları ve evde bulanan kumaş parçalarından ibaretti.
Sahilde yürüyüşler yaparken, martıların sesini dinlemek gezerken denizin bana sunduklarını toplamak bulduklarımı ne yapabileceğimi düşünmek ve onlardan hayalimdeki bir şeyleri yapmak benim için inanılmaz zevkli bir o kadarda dinlendirici. Şöyle bir bakınca yıllardır Türkiye'nin  değişik sahillerinden  ne kadar çok taş, kabuk ve cam parçası topladığımı fark ettim.  Her tatil dönüşü arabanın bagajı bunlarla dolu olurdu ve bunlar şu anda evin pek çok köşesinde bahçenin ise her yerinde gittiğim sahilleri, tatilleri bana tekrar yaşatıyorlar.
Antalya, Datça, Fethiye, Bodrum, Marmaris, Foça, Altınoluk... Ne çok anı biriktirmişim...

17 Nisan 2015 Cuma

KIŞ BAHÇESİNE YAZ DOPİNGİ

Uzun ve soğuk bir kışın ardından nihayet bahar geldi. Havaların ısınmasıyla birlikte bahar temizliğinin ardından yaşam alanlarımızı yaza hazırlamanın tam zamanı. Bende minik değişiklikler minik dokunuşlarla etrafı camlarla çevrili kış bahçesini yaza hazırlayarak yaz moduna girdim bile...

Bir evi yada içindeki bölümlerden herhangi birini yaza hazırlamak demek her zaman mobilyaları değiştirmek yada yeni aksesuarlar almak anlamına gelmemelidir. Elimizden geldiğince bir şeyleri kendimiz yaparak da zevkle yaşam alanlarımızı yenileyebilir, hayatımıza günlük rutin içinde yeni bir renk katabiliriz. 
Daha evvel İstanbul'daki evden kahverengi olarak gelen vitrini ve koltukların kolçak kısımlarını beyaza boyamış bunu da Bahar yenilik zamanıdır isimli yazımda anlatmıştım. Bu aşamalardan sonra koltukların kumaş kısımlarında da bir değişiklik yapmak istedim ve  evde uzun zamandır bir kenarda işe yaramayı bekleyen beyaz kumaşlarla kapladım. Kapı süsü ve üzerilerine aksesuarları astığım askılığıda uygun ebatlardaki denizden gelen ağaç parçalarıyla yaptım.

Duvardaki panoların yapımını daha evvel Driftwood pano çalışmalarım adlı yazımda anlatmıştım. Minik yelkenliyi yapmak ve kumaş parçalarıyla süslemekte gerçekten çok keyifli oldu.

Sehpa olarak kullandığım  kütük ise kışın kuruduğu için kesilen bir ağacın parçası onunda dış kabuklarını soyarak boyadım şirin ve modaya uygun bir sehpa haline getirdim.
Deniz kenarından topladığım birkaç taşı da boyayınca sihirli değneğe gerek almadan yazı evin içerisine taşıdım. 

Birazcık emek ile hayatınız değişebilir denemek isteyenlere kolay gelsin...

8 Nisan 2015 Çarşamba

SAĞLIK DEPOSU MİNİK ENGİNARLAR

Bu sabah uyandığımda pırıl pırıl güneşli bir gökyüzü ile karşılaştım ama kapıdan dışarıya çıkıp bahçeye ayağımı uzattığım anda buz tuttum diyebilirim. Bu ilkbahar bizi çok üzdü bu sene yinede bize sunduğu nimetlerden zamanında ve yeterince faydalanabilirsek yaza daha zinde bir şekilde girebiliriz.
Mevsimin protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral deposu  enginar tamda yaz mevsimi yaklaşırken yağ oranı çok düşük ve kalori miktarı az olduğundan birkaç kilo verebilmek için yaptığımız diyetlerin, kalbimizin, karaciğerimizin, safra kesemizin, midemizin, böbreklerimizin dostu, kanser dahil türlü hastalıkların şifa kaynağı sofralarımızdan hiç eksik etmememiz gereken bir gıda ve şu sıralar en kıymetli haliyle pazar tezgahlarında yerini almaya başladı.

Bende dün Gömeç'in şirin pazarında rastladığım ve hemen aldığım minicik muhteşem enginarların en sağlıklı haliyle sofraya geliş hikayesini sizlere aktarmak istiyorum...
Enginarların sapları kesilerek en dışındaki bir kaç kabuk çıkarılır ceviz büyüklüğünde ise ikiye portakal büyüklüğünde ise dörde bölünür içinde tüylü kısım oluşmuşsa bunlar bir kaşık veya bıçak yardımıyla ayıklanır.


kararmamaları için limonla ovulurak hemen limonlu suya atılır. Saplarını sakın atmayın onlarda yeniyor, dıştaki kalın tabakası bitene kadar sıyırıp onları da limonlu suya atın.
Orta büyüklükteki bir soğan ve iki diş sarmısağı mümkünse nefis Ayvalık zeytinyağında hafifçe öldürün enginarları kabukları alta gelecek şekilde tencereye dizin üzerine tuz ve şeker ilave edin (diyette iseniz yada şeker hastalığınız varsa şeker eklemeyin) Kabuğu tamamen alınmış limon dilimlerini enginarların üzerine yerleştirerek 1 çay bardağı su ilavesi ile kısık ateşte enginarlar yumuşayana kadar pişirin.

Soğuduktan sonra tabağa alıp dereotu ile süsleyerek servis yapabilirsiniz.

Enginarın kabuğu yenirmi diyenler de olabilir düşüncesi ile  enginarların çanak kısmı yendikten sonra yaprakların etli kısımlarının da emilerek yenmesi gerektiğini söylemek isterim, aslında en keyifli kısmı burası ellerimiz biraz yağlanıyor ama olsun.
Unutmayalım ki sağlıklı beslenmenin ilk şartı sebze ve meyveleri mevsiminde tüketmekle başlar.
Mutfağınızdan sağlıklı yemek kokuları eksik olmasın.

3 Nisan 2015 Cuma

SEVGİ KÖYÜ DEĞERLİ BİR KOMŞUSUNU KAYAHAN'I KAYBETTİ


Bugün Türk pop müziğinin temel taşlarından büyük usta ve 11 yıl birlikte yaşadığımız değerli komşumuz Kayahan Açar' ı kaybettik. Çoğumuz onun şarkılarıyla büyüdük bağıra bağıra söylediğimizde oldu ağlayarak dinlediğimizde...
Yolu sevgiden geçen herkesle bir gün bir yerde buluşuruz dedi Egenin incisi Gömeç'deki çok sevdiği sitemizin kapısına yazdık.
En güzel şarkılarını ezberledik ve onların isimlerini sokaklarımıza verdik.
 Büyük Usta Kayahan Sevgi köyümüzde Geceler Caddesi ve Mavilim Caddesi’ nin kesiştiği Hülyam Çıkmazı’ nda yaşardı.
 Afrodit ve Apollo' nun yaşadığı bu topraklarda  kendisine hediye edilen bir evin ardından aşık olduğu bu cennet köşesinde dört ev daha alınca peş peşe beş evden oluşan ''Gönül köşkü''  meydana çıktı.
Gönül köşkünü tıpkı bir gemiye benzeterek Aliağa'dan getirtdiği halatlar Çapalar can kurtaran simitleri  ve gemicilik malzemeleri ile aşık olduğu deniz temasına uygun bir biçimde dekore ettirmiştir. Evin içerisinde bulunan ahşap kısımların hepsi tik ağacından yapılmıştır. Bu evlerin hepsinin ayrı ayrı bir adı olup en öndekinin adı 'seyir evi' dir ve burası kendisine aittir.

Üst katta yatak odası, denize nazır hem yıkan hem Ege' yi seyret  jakuzisi  , saunası ile burası onun yaşam alanıdır seyir evinin dekorasyonu ve aksesuarlarıda  gemicilik ve deniz ile ilgilidir. Alt katta ise özel misafirlerini ağırlar, 
Evlerden ikincisi ise 'Kedi evi' dediği eşi İpek'in yaşadığı evdir ve  bu iki ev içeriden birbirine bağlıdır, üçüncüsü ve dördüncüsü 'konuk evi', beşincisi ise kızının adını verdiği 'beste evi' dir, burası tam anlamıyla bir stüdyo olarak yapılmıştır.  Kayahan Açar en güzel bestelerini burada yapmıştır.


Kayahan beş yıllık birlikteliğinin sonunda  İpek hanımla  nikahını bile en yakınlarıyla birlikte çok sevdiği Gönül köşkünde  yapmıştır. Dünyaya gelen kızı Aslı Gönül için kızım şehir çocuğu olmayacak doğanın içinde büyüyecek demiş ve Aslı Gönül'ün büyüyüp okula başlaması ile üzülerek de olsa İstanbul'a dönmek zorunda kalmış,  sevgi köyüne tatillerde ve  özel zamanlarda gelebilmiştir.
Sıram gelip hayat bitince bu elmanın yarısı olmayacak derdi... 

Veee....

Öyle hüzünlü bakma kar tanesi
Bu defa götüremem yanımda seni
Aklım sende kalır sakın ağlama
iyi geceler der gibi uğurla beni...

Hoşçakal büyük usta,
Şimdi bize hüsran
Şimdi bize hasret var
Şimdi bize esmer günler düştü...



Mekanın cennet olsun...